SEMİNER
Academic Union Semineri:
Ceviz benim çocuğumu daha zeki yapar mı?
Horizon Group kuruluşlarından, Türkiye’de eğitimde mükemmellik ilkesiyle kurulan ve eğitim alanında dünyanın ve Türkiye’nin birbirinden değerli profesörlerinden oluşan Academic Union’ın öğretmen/veli eğitim seminerleri devam ediyor.
Academic Union’nın üyesi ve ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Yıldırım 13 Ekim Cumartesi tarihinde Tarabya İngiliz Okulları Tarabya kampüsünde velilere ve öğretmenlere “Ceviz benim çocuğumu daha zeki yapar mı?” temalı bir seminer verdi.
Seminerde ağırlıklı olarak dünyada ve Türkiye’de eğitim ve insan beyni üzerine yapılan, ses getiren ve bilimselliği evrensel olarak kabul gören, çocukların eğitim süreci, beynin öğrenme prosedür ve şartları, doğru öğrenme ve öğretme teknikleri, daha başarılı anne/baba ve öğretmen olmanın bilimsel karşılıkları, günümüz teknolojisinin çocuk ve öğrenci gelişimi üzerindeki etkileri gibi birbirinden önemli konular ele alındı.
“Çocuklarımızın öğrenme sürecinde onlar için nasıl en iyi öğrenme şartlarını oluşturabiliriz” cümlesiyle konuşmasına başlayan Prof.Dr. Soner Yıldırım ardından tüm beynin öğrenme sürecini, öğrenmenin biyolojik yapısını, öğrenme sürecinde vücudun çalışma prensiplerini anlattı.
Daha sonra sözlerine “Beynimizin günlük süreçlerini gerçekleştirmesi için gerekli kan miktarı 153 litredir, bunun sebebi ihtiyacı olduğu temel unsur oksijendir. Çocuklarımızın için günün en iyi öğrenme saati sabahın ilk saatleri değildir. Çocuklar öncelikle bol oksijene ihtiyaç duyar, bu sebeple egzersiz ve spor hareketleriyle vücutlarındaki kan dolaşımı artırılmalı, dolayısıyla da beyinlerine giden oksijen miktarı da artacaktır. Ardından gerçekleşecek öğrenme süreçleri daha efektif olacaktır.” diyerek devam etti.
“Bugün çocukların %87’si maalesef uyurken yanlarına cep telefonlarını alıyorlar. Teknolojiye bağımlı haldeler fakat onu nasıl kullanacaklarını öğrenemiyorlar” diyerek günümüz ailelerinin büyük bir sorunlarına da deyinen Prof. Soner Yıldırım, “25 yıl önce öğrencilerin tek öğrenme kaynağı öğretmenleri ve okullarıydı. Bugün artık bu tamamen ortadan kalktı. İnternet en büyük öğrenme kaynağı haline geldi. Yani öğrenme hızı 25 yıl öncesine göre 20 kat arttı. Öğretmenler öğrencilerin dikkatını yakalamak için ilk 3 dakikada ne kadar başarılı olurlarsa öğrenme sürecinde de o kadar başarılı oluyorlar” bilgisini vererek konukları devamlı olarak sorulan sorulan soruyla ilgili aydınlattı.
“Beynin öğrenme sürecindeki biyolojik süreç temelde 2 hormona dayanır” diyen Prof. Soner Yıldırım bu süreci yürüten “Nukleus Akkumvens” isimli ve mercimek boyutundaki bu organın büyümeye dair gerekli hormonları salgıladığını gösterdiği beynin 3 boyutlu görselleriyle anlattı.
Öğrence sürecinin nesillerden nesile geçen bir süreç olduğundan da bahseden Prof. Soner Yıldırım bu konuya dair bugünden bir örnekle devam etti. “NASA’nın uzay yolculuğu sürecinde kullandığı roketlerin yakıt tankı boyutu ile Roma İmparatorluğunun bağını biliyor musunuz? Roket yakıt modüllerinin ebatları taşındıkları trenlerin geçeceği tünellerin ebatlarından daha büyük değildir. O tren raylarının bugünkü genişliği 143 cm kadardır. Yani Roma döneminde yapılan at arabalarının önüne bağlanan 2 atın kalça genişliği kadardır. Gördüğünüz gibi yüzyıllar boyunca süre gelen öğrenme unsurları bugüne ve yarına ışık tutmaktadır” diyerek konukların yüzünde büyük bir şaşkınlık bıraktı.
Ardından yeniden öğrenci,öğretmen,okul ve aile unsurlarına değinen Prof. Soner Yıldırım, beyinde öğrenme sürecinin düzenli tekrarlar ile işlediğini anlattı. “Ev ödevi konusu çok önemli, çocukların beyni düzenli tekrar ile öğrenir. Beynimiz biz farkında olmadan bir bilgiyi kendi içinde 400’e yakın tekrar ederek öğrenir. Hatırlar ve benimser. Bu süreçle ilgili yapılan bir deneyde çocukların derste öğrendikleri bir bilgiyi beyinlerinde 400 defa tekrar etmesinin yanında oyun sırasında bir şeyi dolayılı yoldan öğrenmeleri sonucunda bu sayı 40 tekrara kadar düşüyor” diyen Prof. Soner Yıldırım tartışılan ev ödevi konusuna da bilimsel olarak yanıt verdi. “Çocukların ihtiyacı: bilişsel tekrar. Çocuk tekrar etmezse öğrenemez, zamanını teknoloji karşısında ve ev ödevi yapmayarak geçiren çocukların öğrenmesi çok zor” dedi.